İSTANBUL’DA YOKUŞ-MERDİVEN-DURAK İLİŞKİSİ
İstanbul
topografyasının (Yedi Tepeli Şehir) zorunlu kıldığı dik yokuşlar, ulaşılmak
istenen yere bağlı olarak çıkılmak zorundadır kimi zaman. Yayaların kullanmayı
tercih edebileceği nitelikteki merdivenler medeniyet göstergesidir. Yokuşların
erişilebilirliği artırıldıkça medeniyet seviyesi de aynı oranda artacaktır.
Cahit Kayra:
“Anadolu yakası, Rumeli’ye kıyasla daha fakir ve daha işlenmemiş bir bölge
olduğundan burada merdiven az, yokuş çoktur.” demektedir.Çok yokuş-yeterli
merdiven donatısı ilişkisini belli oranda tutmak gerekir. İstanbul’un hemen
akla gelen yokuş ve merdivenleri: Yüksek Kaldırım, Kamondo Merdivenleri,
Bayıldım Yokuşu, Kazancı Yokuşu, Şişhane Yokuşu, Mahmutpaşa Yokuşu, Bab-ı Ali
Yokuşu, Serencebey Yokuşu, Aşiyan Yokuşu, Nişantaşı Topağacı yokuşu,Pierre Loti
Tepesi Yokuşu... Sadece Beyoğlu bölgesinde 150 kadar merdivenli yol var.
Yüksek
Kaldırım tarihi fotoğraflarından görüleceği gibi bugünkü gibi; ortada asfalt
kaplama yanlarda kademeli merdivenli kaldırım düzeninde değil, yolun bütünü geniş
basamaklı merdivenlerle yıllarca hizmet vermiştir. Vali Lütfi Kırdar zamanında
elden geçirilen ve yenilenen Yüksek Kaldırım yine kademeli merdivenli bir sokak
olarak “Arnavut Kaldırımı” tabir edilen parke taşlarla kaplanmıştır. 1940’lı
yılların başında “esaslı surette tamir ve tanzimi” diye tabir edilen inşasına
41.156 lira harcanmış ve 3027 m2’lik bir alan düzenlenip kaplanmış.
Kamondo Merdivenleri
Eskimiş
ve yıllar içinde doğru sanılan, bilgi eksikliği ile atılan adımlar ile
müdahalelere uğramış merdivenli sokakların hem fonksiyonel açıdan düzenlenmesi
hem de kamusal alanın bir parçası haline getirilmesi herkes tarafından
rahatlıkla kullanılabilen alanları artırırken kentin erişilebilirlik seviyesini
de doğrudan etkileyecektir.
Ağaçırağı Sokak
Bu
sokakların genel haline bugün bakıldığında çoğunda tarihsel parke taş “Arnavut
Kaldırımı” dokusunun kalmadığını, birçoğunun içinden defalarca alt yapı tesisi
geçirildiği için açılıp kapandığını, beton yamalar yapıldığını, beton ve
kaplamasız basamaklarının bulunduğu görülecektir.
Sorunları
göz ardı edilen, uğradığı tahribatların tamiri ve yenilenmesi uzun zamanlara
yayılan kamusal alanlar zamanla kabul görmeye başlar ve insanlar bu durumları farkında
olmadan kanıksarlar. Broken Windows Theory ile açıklanan bu durum bir
kentin suç oranı ve güvenlik eksizliği konusunda doğrudan kanıt niteliğindedir.
Batılı
ülkelerden gelen turistler kent yaşamının yükek standartlarda olduğu, güvenlik
adına önlemlerin büyük oranda alındığı şehirleşme anlayışlarına aşina
olduklarından; burada bizlerin görmezden geldiği sorunları doğrudan ve çok kısa
sürede farketmektedir. Yeme-içme,
barınma, neslin devamı ve güvenlik insanlığın en vazgeçilmez güdüleridir. Bir turistin gezi rotasını
güvenlik ve erişilebilirlik konusunda beklentilerle çizmektedir. Bu durumda
tarihi dokusu bu kadar zengin köklü bir şehre hakettiği ilgiyi kazandırmak için
dikkat edilmesi noktalar, çözülmeyi bekleyen sorunlar apaçık ortadadır.
İşletme Araştırmaları Dergisi
tarafından 2009 yılında yayınlanan bir araştırmanın konusu “İstanbul’u Ziyaret Eden Turistlerin Güvenlik
Algılamaları” üzerinedir. Bu araştırmaya göre elde edilen veriler şu
şekildedir:
İstanbul’da yaya olarak dolaşmak güvenli
midir? % 55,5 HAYIR
İstanbul’da toplu taşıma araçlarını güvenli
buluyor musunuz? % 52,6 HAYIR
İstanbul’daki eğlence mekânlarını güvenli
buluyor musunuz? % 47,8 HAYIR
İstanbul’u terör riski açısından güvenli
buluyor musunuz? % 45,0 HAYIR
cevaplarını vermişlerdir.
Merdivenli
yolların iyileştirilmesi sadece üst kaplamasının değiştirilmesinden ibaret
olmamalıdır. Merdiven tek başına değil üzerinden bulunduğu yokuş ve yokuşun iki
ucu ve bu uçlar arasında kalan kent mekanları ile birlikte düşünülmelidir. Bu
anlayışla daha güvenli, daha sağlıklı kamusal mekanlar yaratılabilir ve bu sokakları
rahatlıkla kullanabilen yayalar kendilerini daha mutlu hisseder. Bu geçiş
alanlarında bahsedilen etkiyi yaratmada büyük payı olacak olan yeşil alanlar ve
oturma nişleri unutulmamalıdır.
Bizde
olduğu gibi merdivenli bir yolu motorlu araçları öncelikli referans alarak
onların giriş-çıkışlarını kolaylaştırmak adına dik yokuşları asfaltla kaplama
yerine, tarihi dokusuna ve zenginliğine sahip çıkan, önceliği bu dokuya ve bu
dokunun içinde uyumlu ve kaliteli bir şekilde hareket edebilecek yayalara vermek,
bu tarihi mekanların yaşanabilirlik düzeyini artırır turstik açıdan birçok
avantaj sağlar.
Kutlu Sokak
Beyoğlu
Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ''Bu sokağa paranın gücüyle kavuşmadık.
Öncelikle bizi bir sivil inisiyatif grubu çay içmeye davet etti. Sokaklarının
güzel olmasını istediler. Ressamlarımız var, müzisyenlerimiz var, dediler.
Burada resim sergisi açmak, müzik dinletisi yapmak istiyoruz, dediler. Biz de
bundan heyecanlandık ve sokak sakinlerinin hepsi ile toplandık. Mimarlarımız çizimler
yaptı. Bu bir süreç. Bu süreç ruhların bütünleşmesi ile gerçekleşti. Bu da
güzel bir eserin ortaya çıkması için önemli ve anlamlı. Bu bütünleşme olmasaydı
işgücü ve emek böylesine güzel şekillenmezdi. Kutlu Sokak kutlu olsun'' diyerek
özetliyor bu örnek çalışmayı.
Eğimli,
yokuşlu ve tarihi dokusunu yitirmeden iyileştirilen sokaklarını bir avantaj
olarak kullanan batılı ülkelerin fikrine yaklaşmak ancak bu örnekleri
çoğaltmakla mümkün olacaktır.
İspanyol Merdivenleri – Roma
Tarihi
dokunun baskın olmadığı bölgelerde uygulanacak çözümler farklılık gösterebilir.
Sanayi devrimi sonrası oluşan araç yoğunluğu günümüzde en yüksek seviyelerde ve
büyük şehirlerde yaya ve araç hareketleri arasındaki ilişki araçların üstünlüğü
çerçevesinde sürdürülüyor. Oysa ki unutulmamalıdır ki araçtan indiğinde herkes
yayadır. Kentlerde yayaların hareketlerini artıracak ancak bunu güvenli ve
kontrollü şekilde sağlayan örnekler çağımızda mevcuttur.
Park Guell – Barcelona
High Line – New York
Yokuşlu
sokakların ulaşım ağlarına bağlandığı yerlerde ise durum biraz daha kapsamını
artırıyor. Yapılacak sokak düzenlemelerinde işin içine yayalar ve mekanlarla
birlikte motorlu araçlar da girecek ve verilecek kararların etki alanı
genişleyecek. Tarihi bölgelerdeki sokakların dar oluşu ve arabalar için
tasarlanmamış olması da göz önünde bulundurulmalıdır.
Turist yoğunluğunun arttığı, yaya ulaşımı dışında yalnızca özel araç ve
taksinin tercih edilebildiği bölgelerde elektrikli araç hizmetinin kullanılması
gündeme getirilebilir. Büyükşehir Belediyesi’nin henüz tam anlamıyla hayata
geçirmediği benzer projeler yer almaktadır.
Yokuşlu bölgelerde belirlenecek belli noktalara eklenecek duraklar
arasında hizmet vermesi öngörülen bu araçlar kapasite olarak artırılabilir
özellikte. Tercih etmedeki öncelikli sebep ise özellikle yaz aylarında artan
turist yoğunluğunun yaş ortalamasının yüksek olması ve bu insanların sıcak
havada yokuş çıkmasının sağlıklarını tehdit etmesidir. Turistlerin ne kadar az
yorulması sağlanırsa, gezdikleri süre artırılır ve bu da ekonomik anlamda
olumlu geri dönüşler sağlar.
Pierre Loti
Pierre Loti’de ziyaretçilerine çok
güzel bir mekan sunmanın karşılığında onlardan zorlu bir yokuşu çıkmalarını
istiyor. Çünkü bu mekan etkileyiciliğini özellikle bir tepede olmasından
alıyor. Bu tepeye yaya olarak çıkmanın alternatif yollarından biri de bu kısa
mesafe arasında gidip gelen elektrikli otobüsler olabilir.
Avrupa ve birçok yerde kullanılan bu
araçların tercih edilme oranı oldukça yüksek. Erişilebilirliği bu derece
artıran araçlara yapılacak yatırım kar oranı ile de belediyeleri ve kentliyi
tatmin edecek seviyelerdedir.
Bu araçların durak olarak kullanımına
sunulacak alanlarda dikkat edilmesi gereken ilke niteliğinde kurallar vardır.
Duraklarım Kullanım Amacı:
Turist Trenleri
Tarihi yarımada yokuşlu olması nedeni ile cruise gemisi yolcuları gibi yaş ortalaması yüksek turistlerin rahatça dolaşmasına izin vermemektedir. Aynı zamanda dar bsokaklar turist otobüslerinin dolaşmasına engel olmaktadır.
Yarımada dokusu içerisinde turist renleri hem gelecek turistlerin şehri yaşamalarına izin verecek, yürüme alanları arasında ulaşımı sağlayacak ve turistik aktiviteleri daha geniş bir alana yayacak bir çözüm olarak önermekteyiz.
Tarihi Yarımada’nın Sultanahmet
bölgesinin trafiğe kapatılması ve turistlerin kesinlikle uğradığı bir yer
olması nedeniyle bu tip araçların kullanılması seyir zevkini artıracak ve
çağdaş uygulamalar kullanan çağın gerisinde kalmayan turistik değeri her daim
yüksek bir kent imajı kazanılacaktır.
Dilara Demiralp /
archtıvısts
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder