1 Ağustos 2012 Çarşamba

POLAT TOWER YANGINI



                                                           POLAT  TOWER  YANGINI
İstanbul Fulya’da bulunan Polat Tower yangını bildiğiniz gibi günlerce gündem oluşturdu. Biz de eğrisiyle doğrusuyla bu yangını ele almak istedik.İstanbul çok fazla yüksek binayı barındırıyor ve bu sayı gittikçe artıyor. 42 katlı, 152 m yükseklikteki, 1500 insanı ve 7 hayvanı barındıran bir ‘akıllı’ binanın dakikalar içinde bu hali alması gerçekten düşündürücü. Önce biraz hafızalarımızı tazeleyelim.
Yetkililer Polat Tower yangınının binanın klima sistemindeki aksaklıktan kaynaklandığını açıkladı. Kısa sürede dış cephenin yapısından dolayı  yukarıdaki katlara da yayılan yangın iç kısımdaki dairelere zara vermezken dış cephe yakınındaki daireler yangından etkilendi. Bunun dışında cephenin yanmasıyla oluşan dumanın ve alev topu halinde düşen cephe kaplamalarının çevredekilere zarar vermesini engellemek amacıyla binanın yakınındaki benzin istasyonu ve hastanede koruma altına alındı, yollar trafiğe kapatıldı. İtfaiye ekipleri tarafından iki saat içerisinde söndürüldü.
Söndürülme çalışmalarına yönelik kamuoyuna  farklı açıklamalar yansıtıldı.Genellikle karşılaştığımız haberler itfaiyenin kısa sürede geldiği , 52 m yüksekliğinde (en uzun)  yangın merdiveni  kullanıldığı ve önlem olarak helikopterle müdahale edildiğiydi. Kurucusu olduğu Türkiye Yangından Korunma ve İtfaiye Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu'nda başkanlık görevini yürüten Prof.Dr. Abdurrhanman Kılıç da Polat Tower yangının da itfaiyenin başarılı olduğunu söyledi ancak Kılıç farklı konulara da değindi.
“Dünyada en yükseğe yangın merdiveni 50 metreye çıkılıyor ama bu çok sakıncalı yangına su sıkmak için değil, sadece acil birini kurtarmak için kullanılıyor. Dünya standartında yangın merdiveni 10 kata kadar müdahale etmesidir. 10 kat üstüne itfaiye içeriden müdahale eder. En fazla 15 kata kadar da insanları kurtarmak için merdiven açar. 21 metre yani 15 kat üstünde itfaiyenin dışarıdan müdahale etmesi mümkün değildir. Türkiye’deki binaların yangından korunması hakkındaki yönetmelik New York’taki yönetmelikten aşağıda değildir, bizde de aynıdır. Kaçış yolu, duman kontrolü, söndürme sistemi aynıdır. İstanbul’daki gökdelenlerin sadece yüzde 20’si yönetmeliğin yüzde yüz harfiyen tamamına uymaktadır. Polat Tower ortamalanın çok üstünde önlemlerin alındığı bir binadır. Yönetmeliğin yüzde 80’ini uygulamıştır.”Bunun dışında helikopterle müdahale sisteminin sadece orman yangınlarında kullanılması gerektiğini aksi halde bu şekilde yapılan müdahalenin yarardan çok zarar getireceğini belirtti. Çünkü uçaktan atılan su, onlarca metre yüksekliğindeki alevlerle temas ettiğinde buharlaşır ve yangının kaynağına inemez. Çok yüksek sıcaklık varsa, az da olsa, partikül halinde inen suyun parçalanarak oksijen ve hidrojene ayrılma ihtimali de mevcuttur. Ancak, bina yangınlarında uçak kullanılmasının en büyük sakıncası, yangın yerinin üzerinden geçerken duman içinde bulunan yanmamış gazlara taze hava sürüklemesi ve süreklenen hava ile yanmamış gazların aşağı doğru yayılarak yangının büyümesine neden olmasıdır. Bir bakıma yangını körüklemesidir. Yanmamış gazlar oksijenle birlikte aşağıya doğru bastırılırken yanar ve yangının yayılmasına neden olur. Bu tür yangınlarda uçak kullanılmasının başka bir sakıncası da aşağıda çalışan itfaiyecilerin üzerine su gelmesi ve dumanın itfaiyecilerin üzerine sürüklenmesi ile rahat çalışmalarının engellenmesidir.
Görüldüğü  gibi  yangının söndürülmesinde zamanında müdahale dışında bir çok önemli nokta var. Ama asıl nokta binayı yangına dayanıklı bir biçimde tasarlamak. Zaten binalarda yükseklik arttıkça itfaiyenin içeriden müdahale şansı azalır; yönetmelilerde buna göre düzenlenmiştir. 21.5 metre yükseklik sınırını aşan binalarda uygulanması gereken başlıca önlemler şunlar:
- Otomatik yangın ve duman damperleri ile korunmuş tesisat bacaları ,
-Yer seviyesine doğru tabii kaçış yolları
- Otomatik alarm sistemi  (kullanılan dedektörlerin duyarlılığına bağlı olarak bir katta oluşacak yangını alarm sistemi aracılığı ile tüm binaya duyuracaktır.)
-Doğru malzeme seçimi ( A1 ve A2 sınıfı yapı malzemeleri kullanılmalı , bu sınıflamanın altında kalan yapı malzemelerinin kullanımı sınırlandırılmalı)
- Otomatik sprinkler sistemi  (sadece alarm vermez, doğrudan söndürme yaparak yangının yayılma hızını durdurduğu gibi, ısı üretimini de sınırlayıp meydana gelen gazları da soğutur.)
Son iki maddenin irdelenmesi Polat Tower yangınını anlamak açısından oldukça önemli ;
Sprinkler Sistemi ( Yağmurlama Sistemi) söz konusu binada mevcuttu peki neden yeterli olamadı? Yağmurlama sistemi yüksek binaların olmazsa olmazıdır, yangın söndürmedeki başarısı da %98’dir.Bu başarı seviyesine ulaşması için doğru yerlerde kullanılması sistemin mantıklı tasarlanması gerekir.Gerekli her yere uygulanmalıdır daireler , apartman boşlukları , cepheler vs. Sprinklerin  çalışma prensibini açıklarsak;
Kullanım alanındaki şartlara bağlı olarak sprinkler başlıklarının 40°C ile 350°C arasında belirlenen bir sıcaklıkta çalışacak modelleri bulunur sprinklerın çoğu ortalama dakikada 70 ile 100 litre arasında suyun deşarjını sağlarlar. Bazı özel uygulamalar için kullanılan sprinkler başlıklarında boşalan su miktarı dakikada 400 litreye çıkabilemektedir.
Sprinklerin çalışması halinde doğrudan doğruya duman hacminin azaltılması gerçekleşmeyebilir. 
Fakat sıcak gazların ısısının azaltılması gazın akıcılığını azaltır ve böylece dumanın, binanın diğer 
kısımla rina sızarak yerleşmesine mani olur veya geciktirir. 
Yüksek Binalarda Sprinkler Sisteminden Beklenen Performans; 
Sprinkler sistemi fonksiyonlarını aşağıdaki üç ana grupta toplayabiliriz: 
1. Yangının çıktığı yerde özellikle yangının başladığı oda veya mahalde ani olarak ve sıcaklığın 
yükselmesi başlamadan söndürülmesi. 
2. Bina dahilinde, yangın çıkan yerin bildirimi ile kesin yangın alarmı verilmesi. 
3. Şehir itfaiyesi veya varsa özel itfaiyeye otomatik olarak haber verilmesi
Polat Tower gibi yüksek binalarda bahsettiğimiz önlemler çerçevesinde olması gereken doğru tasarım ve  sprinkler sistemi gibi önlemlerle yangın çıktığı anda bina buna müdahale etmeli diğer katlara geçiş önlenmelidir.
Dış cephe 2 sa süresince farklı kata geçişini önleyecek biçimde tasarlanmalı ve koruyucu duvarlar bulundurmalıdır.Yangının yayılmasını önleyecek diğer önemli unsur doğru malzeme seçimidir. Isı yalıtımı için kullanılan polistren ve poliüretan (EPS,XPS) malzemeler yanıcıdır  ve ana maddeleri petroldür.Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç da bu duruma değinmiştir. "7 kattan yüksek binalarda bunların kullanılmaması lazım" diyen Kılıç, "Bu malzeme dikkatsiz davranıldığı takdirde tehlike saçıyor. Bu tip binalarda yangının büyümesi ve alevlenmesi çok mümkün" dedi. 
Prof. Dr. Kılıç, "Yüksek binalarda hava sirkülasyonu yüzünden yanma daha hızlı olur. Her metrede o havanın hızı biraz daha artar. Yangının büyümesinde bunun da etkisi olur. Dolayısıyla yangın tertibatı bulunmayan ve 21.50 metreden yüksek binalarda çıkan yangınlarda önemli kayıplar yaşanabilir" diye konuştu. 
Yurt dışındaki uygulamalarda bitişik nizamlı ve yüksek binalarda maksimum kullanım sıcaklığı 75°C olan bu malzemelerin kullanımı  sınırlandırılmıştır.Ülkemizde de 2002 yılında Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yangından Koruma Yönetmeliliği’yle söz konusu maddenin  kullanım alanları sınırlandırılmıştır.Isı yalıtımını sağlayan B1 sınıfı yanıcı bu maddelerin yerine A1 sınıfı yangına dayanıklı Taş Yünü kullanılmalıdır.Taş yününün maksimum dayanım sıcaklığı 750 °C’dir.
Bunun dışında Kılıç TOKİ’nin de bu konuda hassas olması gerektiğini açıkladı.Enerji Performansı Yönetmeliği ile binalarda yalıtım malzemesi kullanılması zorunlu hale gelmişti. Ancak Kılıç'a göre, bu zorunluluk bazı problemleri de beraberinde getirdi. Kılıç "Bana gelen bilgilere göre TOKİ yüksek binaların dış kısım mantolamasını yanıcı malzemeden yapıyor. Buna çok dikkat etmeli" dedi. 
Prof. Dr. Kılıç her şeye karşın, bu tür malzemenin iyi taraflarının es geçilmemesi gerektiğini belirterek "Yalıtım özelliği çok önemli. Nemden sudan zarar görmüyor. Enerjinin korunması da çok önemli. Ancak yanıcı olmayan malzeme kullanılırsa daha iyi olur" diye konuştu.Ayrıca 2012 Ocak ayında Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme ile Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelikte yapılan değişikliğe de değindi. Bu değişikliğe göre artık binaların yangın projeleri itfaiyeye gitmeyeceğini söyleyen Kılıç, “Yeni yapılan binalarda yangın projeleri ile ilgili onayı artık sadece belediye verecek. Bu durum 5-10 yıl sonra ciddi sorunlar ve yangınlarda büyük sıkıntılar yaratabilir” dedi.
Sonuç olarak yangın deprem gibi olağan bir durumdur ama bunu engellemek hasarı önlemek mümkündür.Aksi halde ciddi can ve mal kayıplarına neden olacaktır.Bu konuda hem mimarlar , mühendisler hem kullanıcılar dikkatli olmalıdır.Önlemler buna göre alınmalıdır, uygulanan değişiklikler sorgulanmalıdır.


Yağmur Önay