20 Temmuz 2012 Cuma

Şehre Farklı Bir Gözle Bakmak


Yağmur Önay






Şehirde yaşamak, içinde var olmaya çalışmak kendini gerçekleştirmeye çalışmaktır ;güvenliğiyle, sağlık koşullarıyla , size yaşattığı ruh haliyle.Rahatça yürüyebildiğiniz sokakları olan,uyanıp pencereyi açtığınızda temiz hava alabildiğiniz bir yerde daha mutlu olmanız kaçınılmazdır. Peki çoğumuz için şehir nasıl bir yer?İstanbul nasıl bir şehir?
Sizde her gün sizi bezdiren merdivenleri, içine düşmekten son anda kurtulduğunuz çukurları, her biri farklı kaldırımları, topuklu ayakkabınızla yürümenin sanat olduğu arnavut kaldırımları aşıp mı işinize gidiyorsunuz? Sanırım helikopteri olmayan her insan bu sorunlarla her gün karşılaşıyor,peki böyle olmak zorunda mı ? Atomu parçalayıp enerji üretiyoruz, 20 cm2 lik cep telefonlarıyla dünyayı yönetiyoruz, sokakta yürümek 2012 de bu kadar zor olmalı mı? Kendimize dert edindiğimiz konular bunlar ve bunun yanı sıra bu konuyla bütün oluşturabilecekyaşanabilir evleri, binaları, sokakları oluşturma meseleleri...
Şehirdeki Yaşam Koşulları Neden Önemli?
Binaların, yolların, yeşil alanların güzel gözükmesi mi mesele? Kesinlikle değil sorunumuz çok daha büyük size yaşadığınız yerin sizi zehirlediğini,şişmanlatıp kolestrol, kalp, tansiyon gibi ciddi hastalıkları tetiklediğini söylesem. Nedeni ise basit çarpık kaldırımlarda egzoz, balatakokusu içerisinde yürümek zaten pek mümkün değilyürüyüş yapabileceğimiz parklar da yok denilecek kadar az, sonunda sitelere kapanıp alışveriş merkezinden alışverişimizi yapıp devamlı taşıt kullanarak yaşıyoruz.
Atlanta'da 2004 yılında yapılan bir araştırma banliyö yerleşim mahallelerindeki erkeklerin daha kentsel, karma kullanımlı alanlarda yaşayanlara göre ortalama 22 kilo daha şişman olduğunu gösteriyor. Dünya obeziteyle savaşmak için önce şehirlerini değiştiriyor, semtlerini yürünebilir mesafedeki parklarıyla, marketleriyle, okullarıyla tasarlıyor.
Metropol ile Metroköy ayrımının bilincinde olmak gerek...
Kimi zaman fotoğraf makinelerimizi, not defterlerimizi alıp sokağa çıkıyoruz; işte gördüklerimiz 

  • §   Ezilme tehlikesi içerisindeki çocuklar
  • §   Yaya geçitleri olmayan alanlar
  • §   Yaşlıların kaldırıma çıkamadığı için tercih ettiği ana caddeler
  • §   34 cm yani 1.65 boyundaki birinin dizine gelebilecek kaldırım yükseklikleri
  • §   Görme engellilerin takip etmesi için yapılmış yanlış uygulamalar
  • §   Aşırı beton kullanımından dolayı aşırı sıcak mekanlar 
  • §   Geceleri girilemeyen parklarve daha bir çoğu ...


ÇÖZÜM ; HERKES İÇİN TASARIM ANLAYIŞI:

Herkes için tasarım kavramı 1950'lerde Avrupa, Japonya ve ABD'de başladı ve o günden bu yana gelişti. Sadece engellileri değil tüm insanları tüm insanlık halleriyle ele alan bir anlayış. Artık kentler erişilebilirlikleriyle yarışıyor ödüller alıyor, turistler bu standartlara göre rotalarını belirliyor, WHO gibi standartlar çıkarılıyor. Artık sağlıklı şehirlerde yaşamakve sağlıklı nesiller yetiştirmek amaçlıyor. 

Tasarım herkes içindir, tasarım sizin içindir. Tasarım
  • §   Siz koşarken de,
  • §   Siz alışverişten ağır poşetlerle dönerken de,
  • §   Çocuğunuzu bebek arabasında gezdirirken de,
  • §   Bacağınız ağdığında da,
  • §   İşten yorgun çıktığınızda da

yanınızda olmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder